Gelir Tablosu Kalemleri

Gelir tablosu, bir işletmenin finansal performansını özetleyen bir mali raporlardan biridir. Gelir tablosu, bir dönem içinde işletmenin ne kadar gelir elde ettiği ve ne kadar gider yaptığını gösterir. Bu tablo, işletmenin kârlılığını veya zararlılığını ortaya koyar. Gelir tablosu, bir işletmenin ne kadar para kazandığını veya kaybettiğini gösterir. Gelir tablosu, genellikle bir yıl veya dört çeyrek için hazırlanır

Satış gelirleri: İşletmenin periyodik olarak elde ettiği para miktarını ifade eder. Bu miktar, işletmenin ürettiği veya satın aldığı ürünleri ve hizmetleri müşterilere satarken tahakkuk eden para miktarıdır. Satış gelirleri, işletmenin mali performansının önemli bir göstergesidir ve işletmenin faaliyetlerinin ne kadar kârlı olduğunu gösterir.

Yurt içi satışlar: Yurt içi satışlar, işletmenin yurt içinde gerçekleştirdiği tüm satışların toplamıdır. Bu satışlar, işletmenin yurt içinde bulunan müşterilerine yaptığı satışlar olabilir ve işletmenin yurt içi satışlarının toplamı, yurt içi satışlar hesabından takip edilir.

Yurt dışı satışlar: Yurt dışı satışlar, işletmenin yurt dışında gerçekleştirdiği tüm satışların toplamıdır. Bu satışlar, işletmenin yurt dışında bulunan müşterilerine yaptığı satışlar olabilir ve işletmenin yurt dışı satışlarının toplamı, yurt dışı satışlar hesabından takip edilir.


Satışların maliyeti: Bir işletmenin bir ürünü veya hizmeti satarken yaptığı maliyetlerin toplamıdır. Bu maliyetler, ürünün veya hizmetin üretiminde, pazarlama ve satışta, teslimat veya teslimat sonrası hizmetlerde ortaya çıkan maliyetlerdir. Satışların maliyeti, işletmenin ürün veya hizmeti satarken yaptığı tüm maliyetleri içerebilir. Örnek olarak, üretim maliyetleri, pazarlama ve satış maliyetleri, teslimat maliyetleri, teslimat sonrası hizmetlerin maliyetleri gibi maliyetleri içerebilir. Satışların maliyeti, satılan ürün veya hizmetin maliyeti ile kar oranını belirler. Yüksek maliyetler, düşük kar oranına yol açarken, düşük maliyetler yüksek kar oranına yol açar. Bu nedenle, satışların maliyeti önemlidir çünkü işletmenin karlılığını etkiler.

Ticari Faaliyetlerinden Brüt Kar : İşletmenin elde ettiği net satış gelirleri ile satışların maliyetleri arasındaki farktır. Brüt kar, işletmenin satışlarının gerçekleştiği dönem için elde ettiği kârı gösterir ve satışların maliyetleri düşüldükten sonra kalan tutarı ifade eder. Brüt kar, işletmenin üretim veya hizmetlerin satışından elde ettiği kârın miktarını gösterir ve işletmenin satışlarının karlılığını ölçer. Brüt kar oranı, işletmenin satışlarının gerçekleştiği dönem için elde ettiği brüt karın satışların toplamına oranıdır. Bu oran, işletmenin satışlarının karlılığını ölçer ve işletmenin üretim veya hizmetlerinin satışından elde ettiği kârın miktarını gösterir. Brüt kar, işletmenin üretim veya hizmetlerinin satışından elde ettiği kârın miktarını ve karlılığını ölçer. Brüt kar oranı, satışların gerçekleştiği dönem için işletmenin karlılık oranını gösterir ve satışların karlılığını ölçer.

Brüt kar oranı için ideal bir oran yoktur, çünkü her işletmenin maliyet yapısı, pazar koşulları, yatırım ve borç yapısı farklı olduğundan, farklı brüt kar oranları için hedefleri olabilir. Ancak, genel olarak, yüksek bir brüt kar oranı, işletmenin karlılığının yüksek olduğuna işaret eder. Bazı işletmeler, yüksek brüt kar oranlarını hedeflerken bazıları düşük brüt kar oranlarını hedefler. Örneğin, bir perakende işletmesi, yüksek satış hacmine dayalı olarak yüksek brüt kar oranları hedefleyebilirken, bir hizmet işletmesi daha düşük brüt kar oranlarını hedefleyebilir. Ayrıca, brüt kar oranının sektöre ve işletmenin faaliyetlerine göre değişebileceği unutulmamalıdır. Örneğin finans sektöründe bankalar, düşük brüt kar oranlarına sahip olabilirken, yatırım bankaları yüksek brüt kar oranlarına sahip olabilir.

Finans sektörü faaliyetlerinden elde edilen brüt kar: Finans kurumlarının ticari faaliyetlerinden elde ettiği net satış gelirleri ile satışların maliyetleri arasındaki farktır. Finans sektörü, finans kurumlarının faaliyetleri için geniş bir tanımı içerir, bunlar arasında bankacılık, sigortacılık, yatırım bankacılığı, finansal aracılık, portföy yönetimi ve emlak yatırım fonları gibi faaliyetler yer alır. Finans sektöründe, brüt kar, bankalar ve diğer finans kurumlarının mevduat ve kredi faaliyetlerinden elde ettikleri gelirler ile faaliyetleri için yaptıkları giderler arasındaki farktır. Finans sektöründe, brüt kar, faaliyetlerin gerçekleştiği dönem için elde edilen kârı gösterir ve satışların maliyetleri düşüldükten sonra kalan tutarı ifade eder. Brüt kar, finans kurumlarının faaliyetlerinin karlılığını ölçer. Brüt kar oranı, finans sektöründe, finans kurumlarının faaliyetlerinden elde ettikleri brüt karın satışların toplamına oranıdır.

Brut Kar: Ticari faaliyetlerden brüt kar ile finans sektörü faaliyetlerinden elde edilen brüt karın toplamıdır.

Genel yönetim giderleri: Bir işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmek için yaptığı giderlerin bir kısmını ifade eder. Bu giderler, işletmenin genel yönetimi, yönetim kurulu üyelerinin ücretleri, idari personel maaşları, ofis maliyetleri, genel amortismanlar, yasal danışmanlık hizmetleri, yönetim ve denetim giderleri gibi giderleri içerir. Genel yönetim giderleri, işletmenin üretim veya hizmet satışından elde ettiği gelirlerden düşülür ve işletmenin kârını etkiler. Genel yönetim giderlerinde artış oranı beklentisi, her işletme için farklı olabilir ve çeşitli faktörlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, bir işletmenin büyüme hedefleri, yatırımları, pazar koşulları veya rekabet koşulları gibi faktörler, genel yönetim giderlerinde artış oranını etkileyebilir. Genel olarak, genel yönetim giderlerinde artış oranı, işletmenin büyümesi, yatırımları, pazar koşulları ve rekabet koşulları gibi faktörlerle doğru orantılıdır. Örneğin, bir işletmenin büyümesi ile birlikte genel yönetim giderleri de artabilir. Aynı şekilde, yatırımların artması ile birlikte genel yönetim giderleri de artabilir. Ancak, genel yönetim giderlerinde artış oranının çok yüksek olmaması beklenir, çünkü bu işletmenin karlılığını ve mali durumunu olumsuz etkileyebilir. İşletmeler genel yönetim giderlerinde artış oranını düşürmek için çeşitli yollar ararlar, örneğin verimliliği arttırmak, maliyetleri azaltmak veya daha etkili yönetim yöntemleri kullanmak gibi.


Genel yönetim giderlerinin beklenenden fazla artması, işletmenin mali durumunun olumsuz olduğuna veya işletmenin yönetiminin yetersiz olduğuna işaret edebilir. Bu durumda işletme, genel yönetim giderlerini kontrol etmekte zorluk yaşayabilir. Beklenenden yüksek genel yönetim giderleri, işletmenin karlılığını ve mali durumunu olumsuz etkileyebilir. Beklenenden fazla artan genel yönetim giderleri, işletmenin yönetiminin etkili olmadığını veya işletmenin maliyetlerinin yüksek olduğunu gösterebilir. Örneğin, işletmenin yönetiminin maliyetleri kontrol etmede yetersiz olduğu, işletmenin yönetimine yönelik maliyetlerin yüksek olduğu veya işletmenin maliyetlerini azaltmak için yeterli çalışmadığı düşünülebilir. Beklenenden fazla artan genel yönetim giderleri ayrıca, işletmenin pazar koşullarının olumsuz olduğunu veya işletmenin rekabet gücünün azaldığını da gösterebilir. Örneğin, işletmenin pazardaki rekabetin arttığı veya işletmenin ürünlerinin veya hizmetlerinin talep görmediği durumlarda genel yönetim giderleri arttıkça, işletmenin karlılığı düşebilir. Ayrıca, işletmenin yatırımlarının yapılmaması, pazarlama ve satış faaliyetlerinin yetersiz olması, üretim maliyetlerinin yüksek olması gibi sebepler de beklenenden fazla artan genel yönetim giderlerine yol açabilir. Sonuç olarak, beklenenden fazla artan genel yönetim giderleri, işletmenin mali durumunun ve karlılığının olumsuz etkilenebileceği anlamına gelir ve işletmenin yönetimi tarafından incelenip, gerekli önlemler alınmalıdır.

Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri: İşletmenin ürünlerini veya hizmetlerini pazarlama, satma ve dağıtma faaliyetleri için yaptığı giderleri ifade eder. Bu giderler, işletmenin ürün veya hizmetlerinin tanıtımı, reklamı, satış ve pazarlama faaliyetleri, satış sonrası hizmetler, dağıtım hizmetleri, satış ekipmanları, satış ofisleri, satış personeli gibi giderleri içerir. Pazarlama, satış ve dağıtım giderleri, genellikle işletmenin satışlarından düşülür ve işletmenin kârını etkiler. Eğer işletmenin pazarlama, satış ve dağıtım giderleri yüksekse, işletmenin kârı düşebilir. İşletmeler, pazarlama, satış ve dağıtım giderlerini azaltmak için çeşitli yollar ararlar, örneğin daha etkili pazarlama yöntemleri kullanmak, daha az maliyetli dağıtım yollarını kullanmak veya daha az satış personeli gibi.

Araştırma ve Geliştirme (ARGE) giderleri: İşletmenin ürünlerini, hizmetlerini veya iş süreçlerini geliştirmek için yaptığı giderleri ifade eder. ARGE giderleri, işletmenin ar-ge faaliyetleri, yeni ürün veya hizmet geliştirmesi, iş süreçlerini optimize etme, patentli ürün veya hizmetler üretme, laboratuvar maliyetleri, personel maaşları veya araştırma hizmetleri gibi giderleri içerir. ARGE giderleri, genellikle işletmenin satışlarından düşülür ve işletmenin kârını etkiler. İşletmeler, ARGE giderlerini yatırmak için çeşitli nedenleri olabilir, örneğin pazardaki rekabeti karşılamak, yeni ürün veya hizmetler sunmak, iş süreçlerini optimize etmek, patentli ürünler üretmek gibi. Ancak, ARGE giderleri yatırım giderleri olduğu için, işletmeler için bir yatırım olarak değerlendirilir. Bu giderlerin sonunda işletmelerin yeni ürünleri, yüksek katma değerli hizmetleri veya daha verimli iş süreçleri elde edebilirler. Bu sayede işletmeler, pazardaki rekabet güçlerini arttırabilirler, daha yüksek kar marjları elde edebilirler.

Diğer faaliyet gelirleri: İşletmenin ana faaliyetleri dışında elde ettiği gelirleri ifade eder. Örneğin, bir müzik yapım şirketi, müzik yapım hizmetleri dışında, müzik hakları satışı veya müzik yapım ekipmanları satışı gibi diğer faaliyetlerinden elde ettiği gelirleri diğer faaliyet gelirleri olarak kabul edebilir. Diğer faaliyet gelirleri, işletmenin ana faaliyetlerinden elde ettiği gelirlerle birlikte değerlendirilir ve işletmenin kârını etkileyebilir.

Diğer faaliyet giderleri: İşletmenin ana faaliyetleri dışında yaptığı giderleri ifade eder. Örneği bir inşaat şirketi, inşaat hizmetleri dışında, arazi satın alma, yapı malzemeleri satın alma, yerleşim izinleri alma gibi diğer faaliyetlerinde yaptığı giderleri diğer faaliyet giderleri olarak kabul edebilir. Ayrıca, bir e-ticaret şirketi, e-ticaret hizmetleri dışında, depo kiralama, depolama maliyetleri, teslimat maliyetleri, ürünleri satın alma gibi diğer faaliyetlerinde yaptığı giderleri diğer faaliyet giderleri olarak kabul edebilir. Bu örneklerde gördüğümüz gibi, diğer faaliyet giderleri işletmenin ana faaliyetleri dışında yaptığı giderlerdir ve işletmenin kârını etkileyebilir.

Faaliyet karı (zararı): İşletmenin satış gelirleri ile faaliyet giderleri arasındaki farkı ifade eder. Faaliyet karı (zararı) hesaplanırken, satış gelirleri ile faaliyet giderleri arasındaki farkı alınır. Eğer satış gelirleri faaliyet giderlerinden daha yüksekse, işletme faaliyet karı elde eder. Eğer faaliyet giderleri satış gelirlerinden daha yüksekse, işletme faaliyet zararı elde eder.

Faaliyet karı (zararı) = Satış Gelirleri - Faaliyet Giderleri

Faaliyet giderleri, işletmenin ana faaliyetleri ile ilgili olan giderleri içerir. Örneğin, maliyetler, üretim maliyetleri, satış ve pazarlama maliyetleri, araştırma ve geliştirme maliyetleri gibi. Faaliyet karı (zararı) işletmenin karlılığının ölçüsüdür ve işletmenin mali durumunun değerlendirmesinde kullanılır. Faaliyet karı (zararı) işletmenin karlılığını doğrudan etkileyen bir göstergedir.

Yatırım faaliyetlerinden gelirler: İşletmenin finansal varlıklarının satışından elde ettiği gelirleri tanımlar. Örneğin, işletmenin menkul kıymetlerinin satışından elde ettiği gelirler, yatırım faaliyetlerinden gelirler kalemi altında değerlendirilir.

Yatırım faaliyetlerinden giderler: İşletmenin finansal varlıklarını satın alması, satması veya kiralaması gibi faaliyetlerinden yapılan giderleri tanımlar. Örneğin, işletmenin yatırım amacıyla aldığı menkul kıymetlerin giderleri, yatırım faaliyetlerinden giderler kalemi altında değerlendirilir.

Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımların karlarından (zararlarından) paylar: İşletmenin yatırım yaptığı diğer şirketlerin karlarından (zararlarından) işletmenin elde ettiği payı ifade eder. Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımlar, işletmenin diğer şirketlerde sahip olduğu ortaklık paylarının değerini ifade eder. Örneğin, bir işletme, %50 ortak olduğu bir şirketin karlarından %50 pay alır. Bu durumda, işletmenin kârına yatırım yaptığı şirketin karlarından %50 pay olarak yansır. Aynı şekilde, işletmenin yatırım yaptığı şirketin zararlarından da %50 payı işletmeye yansır. Bu nedenle özkaynak yöntemi kullanılması yatırım yaptığı şirketlerin karları veya zararlarının işletmenin karını veya zararını etkileyebilir.

Finansman geliri (gideri) öncesi faaliyet karı (zararı): İşletmenin faaliyet karı (zararı) düşüldükten sonra elde ettiği (veya ödediği) finansman gelirleri (giderleri) ile açıklanan kârı ifade eder. Finansman gelirleri (giderleri), işletmenin faaliyetleri dışından elde ettiği (veya ödediği) gelirleri (giderleri) içerir. Örneğin, kredi faiz gelirleri, sermaye artırımından elde edilen gelirler gibi. Finansman geliri (gideri) öncesi faaliyet karı (zararı), işletmenin sadece faaliyetlerinden elde ettiği kârı (zararı) ifade eder. Bu kâr (zarar), işletmenin faaliyetlerinden kaynaklanan etkileri yansıtmaktadır. Finansman geliri (gideri) öncesi faaliyet karı (zararı), işletmenin mali performansını daha doğru bir şekilde değerlendirmek için kullanılabilir.

(Esas faaliyet dışı) finansal gelirler ve giderler: İşletmenin esas faaliyetlerinden kaynaklanmayan finansal aktivitelerinden elde ettiği gelirler ve yaptığı giderleri ifade eder. Örneğin, işletmenin menkul kıymetlerinin satışından elde ettiği gelirler, işletmenin esas faaliyetlerinden kaynaklanmayan finansal gelirler olarak kabul edilir. Aynı şekilde, işletmenin menkul kıymetlerini almasına yönelik yaptığı giderler de esas faaliyet dışı finansal giderler olarak kabul edilir. Esas faaliyet dışı finansal gelirler ve giderler, işletmenin esas faaliyetleri ile ilgili olan gelirler ve giderlerden ayrı olarak değerlendirilir. Bu ayrım, işletmenin mali performansının esas faaliyetlerinin etkilerinden ayrı olarak değerlendirilmesini sağlar. Esas faaliyet dışı finansal gelirler ve giderler, işletmenin mali durumunun ve karlılığının daha doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlar.

Sürdürülen faaliyetler vergi öncesi karı (zararı): İşletmenin sürdürülen faaliyetlerinden elde ettiği kârın (zararın) vergi öncesi hali olarak kabul edilir. Bu kâr (zarar), işletmenin faaliyetlerinden kaynaklanan etkileri yansıtmaktadır ve vergi etkilerinden arındırılmıştır. Bu nedenle, sürdürülen faaliyetler vergi öncesi karı (zararı), işletmenin mali performansının daha doğru bir şekilde değerlendirmek için kullanılabilir.

Dönem karı (zararı): İşletmenin belirli bir dönem içerisinde elde ettiği kâr (zarar) miktarını ifade eder. Dönem karı (zararı), işletmenin sürdürülen faaliyetler vergi öncesi karı (zararı) düşüldükten sonra elde ettiği (veya ödediği) vergi giderleri ile açıklanan kârı ifade eder. Dönem karı (zararı), işletmenin belirli bir dönem içerisinde elde ettiği kârın (zararın) vergi etkileriyle birlikte hali olarak kabul edilir. Bu kâr (zarar), işletmenin faaliyetlerinden kaynaklanan etkileri yansıtmaktadır ve vergi etkileriyle birlikte hesaplanmıştır. Dönem karı (zararı) işletmenin mali performansının ölçüsüdür ve işletmenin mali durumunun değerlendirmesinde kullanılır. Dönem karı (zararı) ayrıca işletmenin sahip olduğu payların değerinin tayininde veya işletmenin sahip olduğu ortaklık paylarının kar dağıtımında kullanılır.

Azınlık payları: İşletmenin sahip olmadığı ama yatırım yaptığı diğer şirketlerde elde ettiği kârın (zararın) miktarını ifade eder. Azınlık payları, işletmenin yatırım yaptığı diğer şirketlerde elde ettiği kârın (zararın) miktarının işletmenin kârına (zararına) yansıtılmasını sağlar. Özellikle, işletmenin yatırım yaptığı şirketlerin kârının (zararının) işletmenin kârını (zararını) önemli ölçüde etkileyebileceği durumlarda azınlık paylarının kullanılması önemlidir. Azınlık payları, işletmenin yatırım yaptığı şirketlerin kârından (zararından) işletmenin elde ettiği payı ifade eder. Bu pay, işletmenin yatırım yaptığı şirketlerin kârından (zararından) işletmenin elde ettiği oranın yansımasıdır.

Ana ortaklık payları: İşletmenin sahip olduğu ve kontrol ettiği tüm şirketlerde elde ettiği kârın (zararın) miktarını ifade eder. Ana ortaklık payları, işletmenin kontrol ettiği diğer şirketlerde elde ettiği kârın (zararın) miktarının işletmenin kârına (zararına) yansıtılmasını sağlar. Ana ortaklık payları, işletmenin kontrol ettiği diğer şirketlerin kârından (zararından) işletmenin elde ettiği payı ifade eder. Bu pay, işletmenin kontrol ettiği şirketlerin kârından (zararından) işletmenin elde ettiği oranın yansımasıdır. Ana ortaklık payları işletmenin mali performansının daha doğru bir şekilde değerlendirmek için kullanılabilir. Ana ortaklık payları genellikle konsolide finansal tablolarda kullanılır. Bu tablolarda işletmenin kontrol ettiği şirketlerin finansal verileri işletmenin verileri ile birlikte sunulur. Bu sayede işletmenin mali performansının daha doğru bir şekilde değerlendirilebilmesi amaçlanır.

Amortisman: Varlıkların maliyeti düşük olsa bile, işletmenin kârına yansıtılması için kullanılan bir yöntemdir. Örneğin, bir makine satın alındığında, makine yıllar boyunca kullanıldığından dolayı, işletmenin kârına yavaş yavaş yansıtılması gerekir. Amortisman, işletmenin kârına yansıtılması gereken varlıkların maliyetini yansıtmak için kullanılır.